14 Mayıs 2014 Çarşamba

Halimi SOrMA...



Kâmil mü’minler, din kardeşlerinin sevinciyle sevinip ıztırâbıyla muzdarip olurlar. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-bunu bir teşbîh ile şöyle îzah buyurmuşlardır:

“Mü’minler birbirlerini sevmekte, merhamet etmekte ve korumakta bir vücûda benzerler. Vücûdun bir uzvu hasta olduğunda, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”
(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Birr, 66)


“Türkistan’dan Şam’a kadar olan sahada bir din kardeşimin parmağına batan diken, benim parmağıma batmıştır; onun ayağına çarpan taş, benim ayağıma çarpmıştır. Onun acısını ben duyarım. Bir kalpte hüzün varsa, o kalp benim kalbimdir.” İşte gerçek bir İslâm kardeşliğinde sahip olunması gereken gönül ufku…

Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-, sırf kendini düşünüp din kardeşinin ızdırâbına duyarsız kalmanın İslâm ahlâkıyla bağdaşmadığını bildirmişler ve:

“Mü’minlerin dertleriyle dertlenmeyen, bizden değildir.” (Bkz. Hâkim, IV, 352; Heysemî, I, 87) buyurmuşlardır.

"Kutsaldır o can, ekmek kavgası için veriliyorsa…
Soma’da göçük altında hayatını kaybeden şehit kardeşlerimize Allah (c.c.) rahmet mekanlarını cennet eylesin. Kurtarılmayı bekleyenler için dualarımız onlarla beraber olsun. Rabbim yar ve yardımcıları olsun inşaAllah…

Tüm Türkiye'nin başı sağolsun…”



9 Mayıs 2014 Cuma

KIBRIS BEŞPARMAK DAĞLARINDAKİ TANK!!!

Ağustos 1974 günü yapılan LAPTA Muharebelerinde düşmanı yan ve gerisinden
vurmak için Görevlendirilen Özel kuvvetlere mensup bu tank; Sarp ve Yalçın
araziyi aşarak görevini yerine getirmiş fakat düşman ateşi ile ağır hasara
uğrayarak ve yanarak burada kalmıştır.

Birliğin komutanı, tankın sürücüsü kahraman askere;
- Evladım bu tankı buraya nasıl çıkardın? diye sorunca.

Asker;
- Komutanım, o anda gözlerimin önünde engelsiz dümdüz bir yol göründü.
Rumlar kaçıyordu, ateş ede ede buraya öyle çıktım.
Komutan Mehmetçik’e emreder.

- Tankı indir.

Er cevap verir.
- O yolu görmeden nasıl indireyim komutanım.
Tank hâlâ o dağın zirvesinde durmaktadır.

Dünya durdukça da duracaktır.
Bu bir destandır. Dilden dile, gönülden gönüle ulaştırılacak bir destandır.

ŞU KOPAN FIRTINA "TÜRK" ORDUSUDUR YA RABBi!
SENiN UĞRUNDA ÖLEN ORDU BUDUR YA RABBİ!
TA Ki YÜKSELSiN EZANLARLA MÜEYYED NAMIN!
GALiP ET ÇÜNKÜ BU SON ORDUSUDUR iSLAM'IN...

7 Mayıs 2014 Çarşamba

Evliya Çelebi, Nil Nehri'nin Haritası

Robert Dankoff ile Nuran Tezcan adlı iki araştırmacı, Vatikan Kütüphanesi'nde kimsenin bilmediği bir haritaya rastlamışlar. İnceleyince görmüşler ki, meğer bu, "Seyyah-ı Fakir" Evliya Çelebi'nin yaptığı Nil Nehri'nin haritasıymış. 6 metreye 1 metre ebadındaki harita, Müslümanlar "ilgisiz ve meraksız", "araştırarak gezmeyi sevmezler" türünden kaba oryantalist önyargılara son vermesi bakımından olduğu kadar bugünlerde gündemde olan Mısır'a bir Osmanlı aydınının nasıl baktığının çarpıcı bir göstergesi.

İşte Evliya Çelebi'nin 1672 yılında yaptığı hac yolculuğunun ardından bizzat keşfederek yaptığı Nil haritasından bir parça.

4 Mayıs 2014 Pazar

1937 DERSİM KATLİAMI

Şu anki adıyla Tunceli'de 1937 yılında yaşanan ve bölgedeki 13 binden fazla insanın ölümüyle sonuçlanan Dersim Katliamı, 77. yıl dönümünde başta Dersim olmak üzere Türkiye ve Avrupa'da düzenlenen etkinliklerle anılacak.

1935 yılında, İsmet Paşa kendisine sunulan çeşitli raporlar üzerine, ''Dersim Planı'nı oluşturdu. Planın hazırlık ve silahsızlandırma aşaması üç yıl olarak belirlendi. 1935 yılında Tunceli Kanunu çıkartıldı ve 1936 yılında, bölgeye asker konuşlandırıldı. Ancak bölgedeki sorunlar bitmedi.

Bölgeye bir askeri harekat yapılması gündeme geldi. General Abdullah Alpdoğan yanına aldığı 50.000 asker ile bölgeye gitti fakat dağları bir türlü aşamadı.

Bunun sonucunda bir hava saldırısı gerektiğine karar verdi. Gerekli onayı alınca Sabiha Gökçen'i davet etti. Sabiha Gökçen de kabul edip Hava Kuvvetlerinden 3 uçak filosu ile havadan saldırı gerçekleştirdi. Halkın saklandıkları en büyük yer olan Laş mevkisini bombaladı. Yapılan askeri harekatlar sonrası binlerce insan öldü.

SABİHA GÖKÇEN'İN AĞZINDAN DERSİM

Sabiha Gökçen, dönemin ünlü gazetecisi Ahmet Emin Yalman'la yaptığı röportajda Dersim Katliamı hakkında çarpıcı bilgiler yer alıyor.

Dersim bombardımanı sırasında yaptığı uçuşların hayatındaki en önemli uçuşlardan bir olduğunu belirten Gökçen, bombardıman sırasındaki heyecanını asla unutamayacağını söylüyor.

Gökçen verdiği röportajda, "Dersim'deki uçuşlarım daha heyecanlı olmuştur... İnsan evvela bombalarını atıyor, bundan makineli tüfeğe geçiyor. Dersim'deki ilk bombardımanın heyecanını unutamam" ifadelerini kullanıyor.